18 Aralık 2018 Salı

Çerkez Ethem Bey'in Manyas Müfrezesi Kumandanı Takh Şevket Bey

yıl hiç aralıksız süren, nihayetinde  Atkuağje/Kbaada yada Ruslar tarafından Krasnoya Polyanna olarak adlandırılan  bölgede çok kanlı bir çarpışmanın akabinde,   bir buçuk milyon Çerkesin şehid olmasıyla sonuçlanmasının sebep olduğu Büyük Çerkes sürgünüyle Kuzey Kafkasya'dan Osmanlıya gelerek, Manyas Dümbe köyüne yerleşmiş Ubıh bir ailenin burada dünyaya gelmiş bir evladıdır.
Bölgede Takıh/Takiy olarak anılmasının sebebi civarda yaşayan yörük ve  Pomakların lehçelerinden kaynaklanmaktadır.
Takh Ubıhların üç ana boyundan biridir. Ubıh topraklarında Karadeniz kıyısında oturanlar Pekhı, Ovada yerleşik olanlar Çıkh, Dağlık kesimde yaşayanlar ise Takh olarak adlandırılır.

Takh Şevket Beyin Kuvva-i Seyyareye katılmadan önceki hayatı hakkında fazla bir bilgi olmamakla beraber;
 Kuvva-i Seyyare bünyesinde Redd-i İlhak mücadelesine ilk katılanlardan olması, İç ayaklanmaların bastırılması,
Ege Ve Marmara bölgesindeki savaşlarda gösterdiği yararlılıklar yanında Ethem Beye sadakati,  Yunanlı yetkililerle Söve köyünde yapılan protokole kadar yanındaki en etkili kumandanlarından biri olması onu çok özel kılar.
Ethem Bey'in "geçiş protokolü" kapsamında  onunla  birlikte Yunanistan sınırlarına geçenlerin Ege kıyılarından saldırıya geçeceği paranoyası Ankara hükümetini tedirgin ediyordu.
    Manyas-Gönen olayının aşırı vehim ve abartılarla, sürgüne gerekçe gösterilen, Batı Anadolu'ya çıkan ve Çerkes kökenli ahalinin yoğun yaşadığı bölgelerden alacağı desteğe dayanarak, bir ayaklanma-ihtilâl teşebbüsünde oldukları varsayılıp, bu gerekçeyle başta 14 köyün Çerkes kökenli insanlarını sorgusuz sualsiz Kayseri, Malatya ve dahi Suriye sınırına bitişik iller gibi uzak diyarlara gönderen ve 20 kadar köyünde malı-mülkünü yok pahasına elden çıkarıp, sürgüne hazır bekleten uygulamanın sebebi gösterilen, üç çetenin, bunların içinde de en son ele geçen, ama bahsedilen çetelerin ortadan kaldırılmasına rağmen, sürgün işleminin devam ettigi sırada, son çetenin lideri Takh Şevket Bey  Dümbe'de saklanırken, 7 haziran 1923 günü, Kızıksa,Yeniköy ve Dümbe köylerinin Çerkes ahalisi yola çıkarılacaktır. Saklanmakta olduğu evin sahiplerinin de sürgüne gidecegi kendisine ev sahiplerince bildirilen Şevket bey, bulunduğu yerden ayrılıp, köyümüze 2 km uzaklıktaki Eskiçatal-Haydar köyünün arazisinden, köylere cok uzak olmayan bir güzergahtan geçerek, sanırım Kızıksa'ya gitmek istemektedir. Ancak, mevsim yaz ve susamış olduğundan, arazide ekin biçmekte olan bir aileyi görüp, ya kendisini tanıyamayacaklarını, ya da o aileyi kendisinin tanıdığı ve güvendiği için yanlarına gidip su ister. Suyu içip ordan ayrıldığında, ekin biçmekte olan kişilerden biri koşup askere haber verir ve çok fazla uzaklaşamamış olan Şevket beye asker yetişir. Müsademe başlar. Bölgemizde köyler hep ikişer-üçer km uzaklıktadır ve bu müsademe büyük olaydır. Müsademe uzadıkca da etraf köylerden insanlar çatışmanın olduğu bölgeye gelip, olayı izlerler. Bunlardan biri de rahmetli Hasan Ocaktan dededir.(ondan aktarıyorum.)
    Uzun da sürse, Şevket beyin çemberi yarıp kurtulma ihtimali olmadığı gibi, kendisinin de teslim olma gibi bi niyeti yoktur. Sonuçta Şevket Bey'in bulunduğu mevziden karşı tarafa ateş kesilir. Bir süre yanına yaklaşılamasa da, cesaretli bir asker sokulup Şevket Bey'in öldüğünü arkadaşlarına bildirir. Şevket bey ölmüştür.
     Muhalif olmanın o dönem karşılığı, kast ettiğimiz kişiler için, ele geçirilememiş ise vatan hainliği, ele geçirilmişse idam ve ölüm olması mukadder olsa da, ölü ele geçirilmenin sıradan halka "ibret-i alem" olması açısından teşhiri yapılan bir işlem. İşte bu yüzden olsa gerek, Şevket Bey'in cenazesi bir at arabasına konularak köyümüze getirildiğinde, toplanan ahaliden Çerkes olmayan, öyle saldırgan ve kavgacı olmadığını da bildiğimiz bir köylümüz, cesedi hedef alarak hoş olmayan sözler sarfedip, işi iyice abarttığında, cenazeyi getiren askerlerin basındaki yüzbaşının sabrı taşarak, kendisini çok sert azarlamış, hatta küfrederek ordan kovmuş.

Kuvva-i Seyyare Salihli Cephesinde 
Allah rahmet eylesin. 
Vatanı milleti için savaşan kahramanların mekanları Cennet olsun Kaynak: Hasan Ocaktan
 

22 Kasım 2018 Perşembe

Çapanoğlu Nerede?


Yunan'ın İzmir'i işgalinin hemen ertesinde Pşışawo Ethem Bey Bandırma postanesine giderek;
- Bir telgraf çekin Salihli'ye. Ödemiş dağlarında Reddi İlhak uyansın. Bayrağa, silaha ve yırtık Kur'ana el basıp, Mahşere değin dayansın. diyerek, Ödemiş'in Hacı İlyas(İlk Kurşun) köyünde sıkılan ilk kurşun ile  işgale karşı silahlı mücadeleyi başlattı.
Zamanla Kuvva-i Seyyare adını alan ülkenin ilk ve tek vurucu gücünü oluşturdu. Ethem Bey'in tek meselesi Yunan değildi maalesef. Bir taraftan Yunanla ve işbirlikçileriyle, bir taraftan savaş ortamını fırsat bilip garip gurebanın elinde avucunda ne varsa ele geçirmeye çalışan zorbalarla, bir taraftan da daha sonraları muamma bir şekilde ortaya çıkan ayaklanmalarla mücadele etmek zorunda kaldı.
İlk olarak Biga merkezli Aznavour Ahmet ayaklanması bastırıldı. Hemen ardından Adapazarı merkezli Sefer Berzek ayaklanması da bastırıldı.
(Burada ilginç olan; Şayet Berzek söylendiği gibi padişah yanlısı olduğu için ayaklandı ise,  Ethem Bey onu yargılarken neden padişah değil de Ankara himaye ediyor?) Ne tesadüftür ki, hemen onun ardından da Yozgat merkezli Çapanoğlu ayaklanması peydahlandı.
Her ne kadar cepheyi boş bırakmak istemese de, birileri bu ayaklanmaları peydahlayıp sanki Ethem Bey'e cepheyi boşaltmaya zorluyor gibiydi.  Ne yapıp edip Çapanoğlu ayaklanmasını da bastırmaya ikna ettiler.
İşin ilginç tarafı;
Doğu Cephesi Kumandanı Kazım Karabekir paşa dururken, neden Rütbesini hafife aldıkları Ethem Bey'den imdat dilenilir?
Çaresiz Adapazarı'ndan Yozgat'a hareket etti. Yolu üstündeki Ankara'da herkes büyük kurtarıcı tezahüratları ile karşıladı.


Kısa süreli bir istirahatten sonra Ethem Bey ile ağabeyi Tevfik Bey, Mareşal Fevzi Çakmak, Mustafa Kemal ve İsmet Paşalarla acil bir toplantı yaptılar. Bu toplantıda paşaların verdikleri bilgi ve dikte etmeye çalıştıkları strateji Ethem Beyin hiç hoşuna gitmese de, ağabeyi Tevfik Bey'in yanında pek sesini çıkarmadı. Tevfik Bey dahi pek sıcak bakmamıştı talep edilen strateji uygulamalarına.
Ertesi sabah yol hazırlığı yapılırken Ethem Bey'i yeniden görüşmek için çağırttılar.  Yanına Tatar Seyfullah ile Kürt Salihi de alarak Mustafa Kemal ve İsmet paşaların olduğu odaya girdiler. Tevfik Beyi özellikle çağırmadılar. Rütbesinden dolayı ona bir baskı ve emir dikte edemeyeceklerini biliyorlardı. Ethem  Bey kendilerince düşük rütbeli bir subaydı ve her türlü emir- komut verme yetisini kendilerinde görüyorlardı. Ethem Bey ayaklanmayı bastırma konusunda  asla başarılı olamayacağı talepler karşısında tekraren bu işi kendi yöntemleri ile halledeceğini beyan ediyordu. Ediyordu da ne dese nafile. Paşalar ısrardan vazgeçmiyorlardı. Yine  Mustafa Kemal aynı şeyleri yüksek sesle tekrarlayınca Ethem Bey patladı.
-Paşa! Paşa! Madem kendiniz bastırsaydınız ayaklanmayı. Bizi neden çağırdınız? Elinizdeki silahları bile kaptırdınız 3,5 çapulcuya. Ben bu işi kendi yöntemimle en geç bir haftada hallederim. Lakin bana sonra neden öyle yaptın ? Neden böyle yapmadın? gibi şeyler söylemeyeceksiniz. diyerek kamasını çıkardı ve masaya vurdu. Devamla;
-Eğer söylerseniz senin kafanı keser İsmetin masasına , Onun kafasının keser senin masana koyarım. Karar sizin. Yoksa ben şimdi buradan cepheye dönüyorum.
Hiç beklemedikleri böyle bir çıkış karşısında ikili tam bir şok yaşadı. Biraz suskunluktan sonra Mustafa Kemal;
- Tamam. Öyle olsun. Ne gerekiyorsa yapın madem. diyebildi.
Ethem Bey çok sinirlenmişti. adamlarına bir işaretle oradan ayrıldılar. Kafasında oluşturduğu taktik icabı kestirme yol yerine Alaca tarafından Yozgat'a ilerledi. Alaca'da beşyüz kişi daha kattı Seyyaresine. Yozgat'a vardıklarında  Ethem Bey'in suskunluğu Kürt Salih'in dikkatini çekti.
-Kumandan! Ne düşünüyorsun?Yozgata vardık. Ağzını bıçak açmıyor. Neşelen biraz.
Ethem Bey huzunlu bir gülümsemeyle;
- Öylemi? Tamam o zaman.  Başlıyoruz birazdan.
Bütün askerlerine yüksek sesle talimatını verdi.
- Karşınıza ne çıkarsa çıksın ateş edeceksiniz. Kedi, Köpek, At, İnek dahi olsa sağ bırakmayacağız. Anlaşıldı mı? Haydi  başlayın. Ayaklanma nasıl bastırılır görsünler. 
Ayaklanma bastırıldıktan sonra yapılan soruşturmada Ankara valisi Y. Galip Bey'in bu işte parmağı olduğu anlaşılıyor. Yargılanmak için Ankara'dan valinin Yozgat'a gönderilmesi istenmesine karşın gönderilmiyor. İlginç değil mi?

Bu işte bir çapanoğlu var. Çapanoğlu nerede?



Kaynak: Erhan Çevik(Tatar Seyfullah'ın torunu)


26 Ekim 2018 Cuma

Bandırma Kaymakamı Yefendi Ali ve Çerkez Ethem







Mayıs 1919 a gelindiğinde H.Rauf Orbay ile Kundukh Bekir Sami Beylerin Pşışawo Ali Bey Bandırma'daki konağını ziyaret ederler.
Pşışawo Ali Bey
                                             
Vatanperverlikleri ile nam salmış, savaştıkları cephelerde defalarca yaralanmış olmalarına ve dahi  hastalanmalarına rağmen, Osmanlının bir uçtan bir uca birçok cephelerinde savaşmaktan geri durmamış Reşit, Tevfik ve Ethem Beylerden bir direniş örgütlemelerini talep etmişlerdi. Özellikle de, o güne kadar Teşkilat-ı Mahsusa bünyesinde en tehlikeli operasyonlarda cesareti ve üstün becerisine tanık oldukları Ethem Bey asıl ziyaret sebebiydi. Zaten Ali Bey ve oğulları bu konuda herşeye hazırlıklı idiler. Ali Bey'in;
- Bir vatanımızı kaybettik Çakır! Bunu da kaybedersek olmaz. Ne gerekiyorsa yapalım. sözü üzerine Ethem Bey ve ağabeyleri derhal Red-di İlhak çalışmalarına başladılar.
(Yani bu demek oluyor ki, "Bandırma Vapuru"  Kurtuluş Savaşı nın gerçek anlamda ilk adımının da, son kurşunun da yine Bandırma da atılacağının ilahi bir habercisiydi adeta.)
Henüz iki kişiyi ikna etmişti. Emre Köy'den arkadaşları Sefer ile Kel Ömer. Bu arada Bandırma'nın idaresini ve iletişim için güvenebileceği birine bırakmak istiyordu. Hem Bandırma'daki konak komşuşu ve baba dostu Yefendi Ahmet Bey'in oğlu,  Kabardey Köy'den çok samimi arkadaşı Yefendi Ali' yi bu işe uygun görmüştü.  İlgili makama bir tavsiye mektubu yazıp, Yefendi Aliye vererek Ali Beyin Bandırma'ya Kaymakam olmasını sağladı.

Bandırma Kaymakamı Yefendi Ali Bey


 O da, hem Arap, hem Latin alfabesiyle yazabilen iyi bir tahsil görmüş  Kuağk'o=Sekreter takma adıyla hitab ettiği kız kardeşi (Gülizar) Hanımı yanına sekreter olarak aldı. Bu hazırlıkları gören Yefendi Alinin kardeşi Üzeyir, ağabeyinden Ethem Beyle konuşup  kendisini de yanına almasını talep etmişti. Yefendi Ali, Ethem Beye;
- Bak Ethem sikueş, şu biraderim Üzeyir de senin askerin olmak istiyor. Eğer kabul edersen pek tabii.
- Gelsin elbette. Hazırlığını yapsın. Benden haber bekleyin. der. 3. Askerini de safına katar.
Ethem Bey Bandırma, Mihaliç, Manyas, Gönen ve Kirmasti gibi Çerkeslerin yoğun olarak yaşadığı yakın yerleşimleri bizzat ziyaret ederek mücadeleye katılmaya davet ediyordu.
Manyas'a gittiğinde onu hayalperestlikle itham etmişler ve alaya almışlardı. Büyük bir kızgınlıkla oradan ayrılmıştı. Birkaç gün sonra kendine katılan kırk kişilik atlı ve silahlı arkadaşlarını da yanına alarak silahlı bir süvari birliği ile Manyas meydanına girer ve bir darağacı kurdurur. Ahaliyi meydana çağırtır. Bir konuşma yapar.
- Parası olan  yeterince para, olmayan bana asker verecek. İtiraz edeni bu darağacında sallandıracağım. der.
4 yada 5 ileri gelen karşı çıkarlar. Dediği gibi de yapar.Hepsini oracıkta astırır. Ahali bakar ki bu işin şakası yok. Hiç çaresiz biat ederler Ethem Beye. Bu olay tam bir mihenk taşı olmuştur, Ethem Beyin başlatmak için çabaladığı mücadelenin ilerlemesinde. Çünkü bu olay kısa sürede bölgede kulaktan kulağa yayılmıştı. Artık hiç kimse itiraz edecek cesareti kolay kolay bulamıyordu.
Artık hazırlıklar tamamlanmış, Ethem Bey onbeş atlı ve silahlı arkadaşıyla birlikte babası Ali Bey in Emre Köy'deki çiftliğinden ihtiyaç duyacağı her şeyi de yanına alarak  bütün  hazırlıklar tamamlanmış, Salihli'ye doğru yola çıkmıştı. Yolu üstündeki aralarındaki türlü hukuku olan ve sevgi-saygı bağı olan aileleri helallik almak için ziyaret ediyordu. Uğradığı Kabardey Köyünde Yefendi Ali Bey'in evinde Ethem Bey ve kırk arkadaşına bir  ziyafet için kazanlar dolusu yemekler yapılıyordu. Bu arada arkadaşları köydeki evlerden ihtiyaç duyacakları ayni ve nakdi şeyleri topluyordu. Zekorey sülalesinden bir evde yeni nişanlı bir genç kızın çeyizinden zorla bazı değerli şeylere el koymuşlardı. Bu durumu sindiremeyen genç kız doğru Ethem Bey'e ulaşarak;
-Ethem Bey!Ethem Bey! Sen vatan kurtarmaya mı, yoksa benim gibi garibanları gaspetmeye mi çıktın bu yola ha?
Ethem Bey olanlardan habersizdir ve çok şaşırmıştır bu serzenişe.
- Anlatta bizde bilelim ne olduğunu.
-Senin adamların benim çeyizlerimi gasp ettiler. Böyle mi vatan kurtaracaksınız siz? Tüh size yazıklar olsun.
-Görsen tanır mısın onu?
-Tanırım tabii ki.
Ethem Bey adamlarına seslenir
-Hepiniz şöyle sıraya dizilin bakayım! diye emreder ve  sorar;
-Bak bakalım hangisi görelim bizde.
Genç kız şöyle bir göz gezdirir ve tanır, hemen gidip yakasına yapışır.
-İşte buydu benim çeyizimi zorla alan haydut.
Ethem Bey adamına sorar;
- Bu doğrumu?
Adam kafasıyla sessizce onaylar.
Ethem Bey silahını çekerek tam vuracaktı ki, Yefendi Ali eline  sarılır namluyu havaya çevirttiği anda silah patlar.
-Ethem napıyorsun sen? Delirdin mi? Böyle yaparsan adam kalırmı yanında?
Zekoreylerin kızının çeyizi tekrar iade edilir ve kendisinden özür dilenerek olay tatlıya bağlanır.
Yemekler yendikten sonra Ethem Bey ve arkadaşları uğurlanır ve Salihliye doğru yola çıkarlar. Yolu üstündeki tüm gerekli yerlere uğrayıp uygun olandan ayni ve nakdi yada asker toplayarak cepheye doğru ilerler. Aznavour ayaklanması çıkınca Ankara'nın ısrarları ile ayaklanmayı bastırır. Bu arada Bandırma'ya da uğrar ve ayaklanmanın iç yüzünü öğrenmek için soruşturma başlatır.
Mihaliç'in Karayan(Sultaniye) eşrafından varlıklı Arnavut ailelerin Aznavoura çok yüklü miktarda maddi yardım yaptıkları bilgisine ulaşır. Ethem Bey bir ekip kurarak Karayan'a gönderir. Red-di İlhak mücadelesi verdiklerinden dolayı asıl kendilerine maddi yardım yapmaları gerektiği yönünde talepte bulunan birde mektup gönderir. Birde tembihler;
-Eğer para olmadığını falan söylerlerse dikkatli olun. Eski hasır-kilim yayılı görürseniz ortasına şöyle dipçikle vurun. para varsa orada gömülüdür.
Tam da dediği gibi para olmadığını Aznavourun zorla bütün paralarına el koyduğunu söylerler.  ancak evlerde yapılan aramalarda odaların ortasına gömülmüş çömleklerin içinde altın dolu olduğu tespit edilince ev sahipleri derdest edilerek yargılanmak üzere Bandırmaya getirilir.
Ne var ki Arnavutların Yefendi Ahmet Beyin kendi gibi El Ezher mezunu olan, cuma günleri hutbe vermesi için köyden Haydar Çavuş Camiine özel koruma eşliğinde faytonla getirilip götürülen biraderi Yefendi Hacı Murat Bey ile tanışıklıkları vardır.

Yefendi Hacı Murat Bey
                                               

 Yefendi Hacı Murat Beyi araya sokarak affedilmeleri konusunda Ethem Beye baskı yapılmasını isterler. Yefendi Hacı Murat Beyde ağabeyi Yefendi Ahmet Bey gibi Ethem Beyin babası Pşışaw Ali Beyin yakın dostudur. Pşışaw Ali Beye oğlu Ethem Beyi ikna etmesini rica eder. Pşışaw Ali Beyin oraya gelip devreye girmesi üzerine, Ethem Bey çaresiz kalır ve bir çıkış yolu bulmak için Yefendi Ali Bey ile odadan dışarı çıkarlar. Ethem Bey sorar;
-Napıcaz şimdi? Biz bunları yargılamamız lazım. 
-Vollehi Ethem! Biliyorsun bizde büyüklerin dediği olur.
-O zaman şöyle yapalım. Sen Kaymakamlık  yetkinle onları serbest bıraktırmış ol. Ben onların işini yolda bitiririm. Onlar şimdi güle oynaya köye döneceklerdir.
-Tamamdır. Oldu bu iş. 
Tekrar odaya dönerler. Yefendi Ali Bey sözüm  ona Ethem Beyi azarlayıp  Arnavutları serbest bırakmaya razı eder.
Ethem Bey serbest bıraktığı Arnavutları takibe aldırır. Akçapınar Köyü altında Kanlıhana geldiklerinde Arnavutlar boğularak öldürülür.

Ethem Bey sadece Yunanla değil, hem ayaklanmacılarla hem içerdeki işbirlikçilerle, hemde garip gurebaya zulm eden, onların acziyetinden yararlanıp ellerindekileri gaspeden zorbalar ile de mücadele etmek zorunda kalmıştır. 


Ruhun şad, mekanın cennet olsun. Vatanperver büyük komutan.


- Posted by Scherenqo

13 Ekim 2018 Cumartesi

Sabetayist Levantenler Ethem Bey'i Neden Hiç Sevmezler?

Cerkesler konusunu kasimak isteyen ama cesaret edemeyen, Izmir Levantenleri ve Bogaz Asireti'nin Sabetayist'lerinin kullandigi cumlelere karsi da dikkatli olunmasi gerekiyor... Ozellikle de bu iki kesim, Ethem Bey'e vurulan hain damgasini surdurmek isteyen Frenk ve Sabetayist soylular... Nedenini de aciklayayim ki, ben de durup dururken onlar gibi hedef gostermemis olayim... Bilindigi uzere, kadin kuaforu kilikli Genelkurmay Baskani eskisi, Ilker Basbug denilen zurriyeti belirsiz yumusakca, Ilber Ortayli ile ciktigi televizyon programinda acikca Ethem Bey icin "haindir" tanimlamasini kullandi. Gerekce olarak da, yine kadin kuaforu uslubu ile "aman canim bir suru kisiyi sallandirmis, milletten harac almis" gibisinden aciklamalarda bulundu, o gunlerin degerlendirmesini yapmadan... Oysa Genelkurmay Baskanligi yapmis bir kisinin tarihi gelismeleri bilemiyor olmasi, boylesine cahilce bir yorumda bulunmasi mumkun degildir. Yahu adam belki de bilmiyordur tarihi gelismeleri, diyemeyiz yani... Oyleyse nicin oyle konustu dersek, oncelikle Ethem Bey'in kimleri nicin sallandirdigini, kimlerden nicin harac topladigini da bilmek zorundayiz... Istiklal Harbi fiilen baslamadan, Ataturk henuz Samsun'a cikmadan once, Istanbul'da karar alinmis, Anadolu'da bir orgutlenme baslatilacagi dost dusman herkes tarafindan biliniyordu. Ege'de yine bir baska Cerkes olan Kuscubasi Esref Bey, orgutlenmeyi Ethem Bey'in agabeyleri olan Osmanli subaylarindan Resit Bey ve Tevfik Bey'lere tevdi eder, ki Resit Bey ile Ataturk zaten ayni donem subaylar olmalari nedeni ile yakin ve samimi arkadastirlar... Ethem Bey'in babasi merhum Ali Bey'in bes oglundan, yine Osmanli subayi olan iki buyuk oglu Birinci Dunya Savasi sirasinda sehit olmuslardir. Geriye sag olarak yine Osmanli subayi olan Resit Bey, Tevfik Bey ile sivil oglu Ethem Bey kalir. Ali Bey'in bes oglu icinden en kucugu olan Ethem Bey'i Harp okuluna yazdirmamasinin nedeni, kendisinin vefatindan sonra ailenin basinda bir erkek evladinin bulunmasini istemesindendir. O yuzden de Ethem Bey, basta Saruhan (gunumuz Manisa ili ve cevresi) olmak uzere tum Ege'de, saygi duyulan sevilen taninmis bir isim olur. Izmir, Yunan tarafindan isgal edilene kadar da, bolgedeki tek bir insanin ne canini yakmis, ne de varligina dokunmustur... Bu hususun bilinmesi gerekir cunku onemli bir detaydir. O nedenle tekrarlayacagim. Ethem Bey, Yunan isgali oncesinde, bolgede yasayan tek bir masum insanin kilina dahi dokunmamistir. Hic unutmayin bu hususu... Ustelik bu hususu herkesten fazla Ilker Basbug denilen kadin kuaforu kilikli yumusakcanin da bilmesi, ozellikle gerekmektedir. Cunku o Istiklal Savasi ve oncesindeki gelismeleri bilmek zorundadir, Genelkurmay Baskanligi yapmis birisi olarak... Bilmiyor olabilir gibisinden bir mazareti falan da yoktur. Yunan'in Izmir'i isgal edecegi bilgisi Istanbul tarafindan Kuscubasi Esref Bey'e iletildikten sonra, agabeyi Resit Bey'in direktifi ile Ethem Bey bolgedeki tum Cerkesleri orgutlemeye baslar. Tum Ege halki isgal haberinin duyulmasindan sonra tedirgindir. Derken gun gelir catar ve Yunan Izmir'i isgal eder... Bu isgal halki kahrederken, Izmir'in Frenk soylu devsirme Levantenleri ile Selanik donmelerinden olusan Sabetayistler sevinc icindedirler. Hatta isgal kuvvetlerini Yunan bayraklari ile alkislayarak karsilarlar... Turkler ile o gune kadar dostane(!) iliskiler surduren donme ve devsirmeler, bu isgali firsata cevirmek icin Turk komsularina karsi bir anda tavir alir ve isgalci Yunan ordusu ile yakinlasmaya, Turk'lere karsi hasmane tavir sergilemeye baslarlar. Isgalci Yunan askerleri bolgeyi ve insanlari tanimadiklari icin Levantenler adeta yerel istihbaratci gibisinden, isgalci Yunan ordusu icin tehlikeli olabilecek Turk'lerin isimlerini ve adreslerini Yunan subaylarina ispiyonlarken, donmeler de savastan cikmis yoksul halkin ustunde baskilar olusturmaya baslar, pazarda satilan mallarin fiatlarini yukseltir, sehit ailelerinin evlerini, arsalarini ve tartlalarini yok pahasina satin almak icin seferberlik baslatirlar... Iste Ege bolgesinin zengin donmeleri ve devsirmeleri boyle zengin olmuslardir. Calisip kazanarak degil, Turk'lerin mallarini gasp ederek, dusman ile isbirligi yaparak bugunku mal varliklarina sahiptirler... Yunan mezalimi gun gectikce artar. Devsirmelerin ispiyonladigi Turk'lerin evlerine baskinlar duzenlenir, erkekler oldurulur, kadinlarina ve kizlarina tecavuzler baslar, Turkler artik merkezi kasabalarda, koylerde yasayamaz olur, daglara cekilirler... Onlar cekilince de donmeler gelir ve Turk'lerin topraklarini sahiplenerek, Yunan makamlarinin onayladigi, imzali ve muhurlu sahte tapular ile Turk'lerin topraklarini gasp ederler... Bir tarafta cinayetler ve tecavuzler, diger tarafta topraklarini gasp eden donmeler yuzunden halk kahir icindedir... Tam iste bu dakikada Ethem Bey ve milisleri devreye girer. Yunan ordusu icin ispiyonculuk yapan, vatansever Turk'lerin isimlerini ve adreslerini tasiyan, Turk'leri fisleyen Levantenleri tespit ederek, kacirir oldurur ve ibret-i alem icin cesetlerini agaclarda sallandirmaya baslar, o vatan hainlerinin... Ote yandan yolsul halka fahis fiatlar ile ihtiyaclarini satan donmelerin de pesine duser. Tefecilikle ve gasp ile topladiklari paralar ve mal varliklari ile canlari arasinda tercih yapmalari geregini hatirlatir. Donmelerin, tefecilik ve fahis fiatlardan edindikleri paralarin bir kismini toplar ve Istiklal Harbi'nde kullanilmasi icin satin alinacak silahlarin paralari temin etmis olur... Yani, Ethem Bey, durup dururken hicbir masumun cesedini agaclardan sallandirmamistir. Hic bir masum esnaftan tek bir kurus haram para edinmemistir. Toplanan paralar kendi cebine girmemistir. Cunku Cerkes toreleri olarak tanimlanan Khabze'de boylesi bir durum haynape yani ayip olarak tanimlanir ki, bir Cerkes icin haynape ile yasamaktansa, olmek yegdir. Bu hsusu da onemidir konuya vakif olmayanlar icin... Netice olarak, Ethem Bey'in topladigi paralar, Istiklal Harbi'mizde silah satin alabilmek icin kullanilmistir. Dolayisi ile bu tarihi gercegi, Turk ordusunda Genelkurmay Baskanligi yapmis kadin kuaforu kilikli yumusakca Ilker Bassbug'un bilemiyor olmasi asla ve kat'a mumkun degildir... Sirf bu yuzden ben de kendisine sormaktayimdir... Ethem Bey'i hain olarak tanimlamanin "gercek" nedeni, Ethem Bey'in, cesedini agaclarda sallandirdigi, Yunan ispiyoncusu vatan haini Levantenlerden veya savastan cikmis erkegini yitirmis masum halkin mal varligini gasp ettigi icin tepesine cokulen, tefeci donmelerden bir tanesi senin dedelerinden biri miydi ki, vatan kahramini Ethem Bey'i boylesine karalamak istersin be kadin kuaforu kilikli yumusakca... Sonuc olarak sunu soylemek isterim. Gunumuzde Cerkesler hakkinda birisi ortaya cikip abuk subuk konusuyorsa, bunlarin soyuna sopuna bakmak, incelemek lazim. Bunlar tekrar Turkiye'nin isgal edilecegi gunu bekleyen, isgal sonrasinda yine Turk'e olan kin ve nefretlerini aciga cikarmaya calisacak olan Levant soylu devsirmeler ve Selanik donmelerinden olusan Sabetayistler olabilir...
Guşan Yedic

17 Eylül 2018 Pazartesi

Ethem Bey İnegöl'de

Bakın arkadaşlar!
Canlı tarihi anlatan insanlarımızı dinleyerek büyüdük.
atatürkün yolladığı parayı bile almamıştır.
geri dön çağrısını kabul etmemiştir.
"İnsanların beynindeki vatan haini damgasını silemezsin" demiştir.
Ürdün de küçük bir odada, Şhapsığ köyünde insanlar sırayla yemek getiriyorlardı. Unuttukları zamanda oluyordu, Ethem onurundan onu bile dile getirmiyordu.
İnegöl'ün İsaören köyüne girer, tabi Yunan ordusu kaçar. Her yer Yunan bayrağı. Koyun berberi atin yedeğini tutup;
- "Beyim hoşgeldin" der. Aslında Etehmin ajanıdır.
-"Bu bayraklar ne?" der. Berber de;
- "Yunan buradaydı" der.
-"Peki hepsini anladımda, senin kapindaki bayrak ne?" der.
 Oda;
-"Beyim niye astigimi sen biliyon" der.
 Ethemde;
-"O zaman ilk indiren sen ol" cevabını verir. Ve köy meydanındaki kahvede oturur Ethem. Ve berberi çağırır, yanina oturtup;
-"Şimdi anlat" neler olduğunu" der. O da köyun ileri gelen ağaların, birtakım hoca gecinenlerin  yaptıklarını, nasıl Yunan'a peşkeş çektiklerini bir bir anlatır. Ve sekiz kişiyi asar. Gene ayni donem, Alınca'lı İzzet önderliğinde bir gurup Abaza, çete savaşı vermekte silah cephane ve erzakların  bir kısmını bu tip insanlardan sağlamakta idiler. Zorla alırlardı. İnegöl kurtulduktan sonra bu gurubu çağırdılar silahsız olarak. Biri dedi "silahli gidelim" biri "ayipolur silahsız gidelim" ve sonuçta silahsız indiler. Bugünkü Çardak camii yanındaki handa çapalarla kazmalarla  hepsini öldürdüler. Bir kişi sağ kurtuldu Rüştiye köyünden. O da kimseyle konuşmadı ölene kadar.
Yok yunana sığınmış! yok türk ordusuna silah sıkmış!  Adamın ordusu vardı. Atlı ordusu. Bir seçim yapmak zorunda kaldı! Yunan komutana şartları sıraladı. Yunan komutanı "Üstüme ileteyim" dediğinde şartları çoğalttı. Bizler neden göçe zorlandık? Savaştığimiz için! Bu insanlar niye hain denilip göçe zorlandı? Savaştıkları için! Meyve veren ağaç taşlanır. atatürkün bir lafı vardır. "Çerkesler öyle bir mücadele ettiler ki, vatan kaybetmenin ne olduğunu bilircesine"  Vatanı da satan bu memleketin yerlisi! Onuru da ihaneti de yapan kendileri! Birgün atatürkçü olurlar, birgün hacı, birgün Bakmışsın asker, başka bir günde imam olurlar, birgün bizi anlarlar işlerine gelirsek, Bütün ceza evlerini gezin bir tek Çerkes/Abaza  hırsız bulun kellemi keserim. ne haini be? Kardeşim! Sağcı oluruz, Solcu oluruz, hacı oluruz, ateist oluruz ama asla hain bulamazsınız.

Ercan Kuazba'dan alıntıdır.

16 Eylül 2018 Pazar

İşbirlikçi Hain Kabaklarlı Efe

Bir tarih ...
Kuvayı milliyeci bir grup savaşçı Bursa Orhaneli ilçesinde Ağaçhisar Köyüne gelirler , çevrede nam salan Kabaklarli efe vardır, birileri  bu Yunanlılarla ittifak yapmış efeye (haine) haber salar. Ağaçhisar Köyünü basarlar. Uzun çatışmadan sonra iki Çerkes iki Türk Kuvayı milliyeci hain efe tarafından teslim alınır. Harmancık Yunan karargâhına teslim edilir....sabaha kadar karakoldan gelen işkence sesleri sabah kesilir 1 Türk iki Çerkes Yunan askerleri tarafından sopalarla dövülerek öldürülür...cumhuriyetten sonra bu İSBİRLİKÇİ HAİN KABAKLARLİ EFE tarihe kurtuluş savaşı kahramanı olarak geçer ..biz bu efenin hain olduğunu çok belgeledik itiraz ettik....
Ama sonuç değişmedi...

Not :Bu yazı Atilla Yılmaz dan alıntıdır.

6 Eylül 2018 Perşembe

Шlэрэнкъо: Resmi Tarih Papağanları

Шlэрэнкъо: Resmi Tarih Papağanları: Posted by Шlэрэнкъо Vahdettin Bayram ·   Bugün  # BandırmaBelediyesi  'nin kitap tanıtım etkinliğine  # EthemB...

Posted by Шlэрэнкъо

27 Ağustos 2018 Pazartesi

Siz Çerkez Ethem Bey'in yerinde olsaydınız...

ÇerkeZ Ethem Bey 


Rahmetli Ethem Bey yıllardır klişe bir şekilde düzenli orduya karşı olmakla,düzenli orduya katılmamak için isyan etmekle ve rütbe beğenmemekle suçlanıyor. Bu yüzden de Hain ! olarak yaftalanıyor.
Siz!
İki ağabeyinizi şehit vermiş ,
Diğer iki ağabeyiniz bir çok cephede çarpışmış ve yaralanmış,
Girdiğiniz askeri okulu 1.likle bitirmiş,
Teşkilat-ı Mahsusa'nın en tehlikeli operasyonlarında çok önemli görevler üstlenmiş ,
Bu operasyonlar esnasında ve sonrasında 17 kurşun yarası almış,
Her iyileştiğinde yeniden cepheden cepheye koşmuş,

Yunan İzmire girince hastalığına aldırmadan direniş örgütlemek için gerekirse adam asmış,
Kurduğu Kuvva-i Seyyare ile Yunan düzenli ordusuna karşı giriştiği 376 çarpışmanın tamamını kazanmış,
Düzenli ordunun hiç birini bastıramadığı iç isyanları kuvvetlerinin çok azı ile kısa bir sürede bastırmış, başarısı tartışılmaz bir kumandansınız.
Şimdi size bir kaç soru.
1- Yunan ordusu düzenli ordumu?
2- Kuvva-i Milliye düzenli ordusu, Kuvva-i Seyyare dağılmadan önce Yunan ordusuna karşı tek bir başarı sağladımı?
3- İnönü'nün Filistin cephesinde askerini bırakıp kaçtığını biliyorsunuz .
4- Böyle biri Kurtuluş Savaşı başladıktan aylar sonra tepeden inme genel kurmay başkanı olacak,
5- Kurtuluş Savaşı sırasında onun yardımına koşacaksın ve onu samanlıkta saklanırken yakalayacaksın.
6- Böyle korkak biri gelip senin başına komutan olacak ve senden karargah subayı gibi hergün herşeyin raporunu isteyecek .
7- Elindeki çok başarılı bir askeri varlığı lağvederek hiç bir başarısı olmayan düzenli orduya katılıp böylesine korkak birinin emriyle hareket etmen istenecek .
8- Kuvva-i Seyyare savaş tarzından vazgeçmediğiniz için, bir tek askeri başarısı olmayan Batı Cephesi düzenli ordusu üzerinize sürülse,
Siz olsaydınız ne yapardınız?

17 Temmuz 2018 Salı

Шlэрэнкъо: Sevginin Böylesi

Шlэрэнкъо: Sevginin Böylesi: Posted by Шlэрэнкъо Çerkez Ethem Amman'da Almanya'ya işçi olarak gitmiş, kesin dönüş yapmayı düşünenlere yardımcı  olmak ama...

Posted by Шlэрэнкъо

5 Haziran 2018 Salı

Шlэрэнкъо: ŞHAPSIĞ HAKUPAK YUSUF (SUNGUR)

Шlэрэнкъо: ŞHAPSIĞ HAKUPAK YUSUF (SUNGUR): Posted by Шlэрэнкъо Ben rahmetli dedemi hiç hatirlamam.Uzun yıllar savaştığını ve hatta Yemen 'de esir düşüp, İngiliz hapishanesin...

Posted by Шlэрэнкъо

20 Mart 2018 Salı

Шlэрэнкъо: Pşışawo Ali Denizci

Шlэрэнкъо: Pşışawo Ali Denizci: Posted by Шlэрэнкъо Pşışawo Sülale Damgası Pşışawo Ethem Bey 'in İsmail amcasının torunu olan Pşışaw Ali Denizci 1925 Emre K...

Posted by Шlэрэнкъо

15 Mart 2018 Perşembe

Шlэрэнкъо: Yeştuatl'e Hidayet

Шlэрэнкъо: Yeştuatl'e Hidayet: Posted by Шlэрэнкъо Yeştuat'le Hidayet                        #PşışawoEthemBey   # KuvvaiSeyyare yi lağvedip 6 Ocak 1921 de can...

Posted by Шlэрэнкъо

4 Mart 2018 Pazar

Шlэрэнкъо: Şhalako Aziz Bey

Шlэрэнкъо: Şhalako Aziz Bey: Posted by Шlэрэнкъо Bir  # Çerkes  Dramı daha!!! # EthemBey 'in 15 kişilik muhafız birliğinin baş muhafızı  # ŞhalakoAziz . ...

21 Şubat 2018 Çarşamba

Kuvva-i Seyyare Nasıl Kuruldu?


Pşışawo Ethem Bey

#EthemBey henüz adı konmamış bir direniş hareketi başlatmak için bölgedeki her yerleşim yerine gidip 

adam toplamaya çalışıyor. Sıra #Manyas 'a geldiğinde onu küçümsüyorlar ve asla başaramayacağını 

düşünerek kimse onu ciddiye almıyor. Büyük bir kızgınlık ve hayal kırıklığı içerisinde geri dönüyor ve 

daha önce ikna etmiş olduğu silah arkadaşlarını da yanına alıp tekrar #Manyas 'a gidiyor ve meydana 

bayrağı dikerek;

- Her aile bana erkek evlatlarından birini asker olarak verecek. Varlıklı olanlar da ayrıca uygun bir 

bağış yapacak.Vermeyeni bu meydanda asacağım. diyor.

Birkaç ileri gelen hemen itiraz ediyor. Ediyor da... Hemencecik orada asılıyorlar.
Ahali bakıyor ki iş ciddi. Ancak bu şekilde herkes biat ediyor ve kim ne gerekiyorsa yapmaya ikna oluyor.

Not: Milletin namusunu şerefini korumak için Ethem Bey gibi birinin dahi adam toplamakta bu kadar zorlandığı bir zamanda ayaklanma çıkarmak için  sadece bir günde 4000 silahlı adamın toplanabilmesi sizce neyle gerçekleştirilebilir?

Kaynak kişi; Ethem Bey'in yakın koruması Şhalako Aziz Bey.

Шlэрэнкъо: Ethem Bey in düzenli orduya karşı olduğu "Palavra...

Şirket: Ethem Bey düzenli orduya karşı "Palavra ... : Gönderen Gönderen Kuvva-i Seyyare Genel Kumandanı Pşışaw Ethem Bey Ethem Bey'...